Sedat Aksakallı, Abdullah Öcalan'ın müebbet hapse çevrilen idam cezasına itiraz etmişti: "Savaş tehdidinde infaza geçilir"

TAKİP ET

İYİ Parti Ankara Milletvekili adayı Avukat Sedat Aksakallı, Abdullah Öcalan'ın idam cezasının müebbet hapse çevrilmesini hukuki olmadığı için şehit aileleri adına Yargıtay'a taşımıştı. Aksakallı'nın itirazı yeniden gündemde…

İYİ Parti Ankara 2.Bölge’den milletvekili adayı olan Avukat Sedat Aksakallı’nın geçmiş yıllarda Abdullah Öcalan’ın idam kararının müebbet hapse çevrilmesine itiraz ettiği ve bunun hukuki gerekçelerini sıraladığı açıklamaları yeniden gündem oldu.

İDAM KARARI UYGULANMAMIŞ, MÜEBBET HAPSE ÇEVRİLMİŞTİ

PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, 1999 yılında Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmiş ve yapılan yargılamalar sonucunda idam cezasına çarptırılmıştı.
O dönemki siyasi girişimlerle idam cezası uygulanmayarak müebbet hapse çevrilmişti.

AKSAKALLI: “SAVAŞ VE SAVAŞ TEHDİDİ DURUMUNDA İDAM CEZASI UYGULANABİLİR”

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek 6 No’lu protokolüne ithafen Öcalan’ın idam edilmeyeceği ileri sürülmüştü. Ancak, Aksakallı konuya hukuki açıdan yaklaşarak istisnai bir durum olduğunu belirterek konuyu Yargıtay’a taşımıştı.

Aksakallı o günlerde şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“4771 sayılı Kanunun 1. maddesinde, idam cezasının müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüldüğü hallere istisna olarak, 'Savaş ve çok yakın savaş tehdidi halleri'nden söz edilmektedir. Buna karşılık Anayasa'da ölüm cezası verilemeyeceği hallerin istisnası olarak, 'savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri' gösterilmiştir. AİHS'ne Ek 6 No'lu protokolde 'Ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez' hükmüne yer verilmiştir. Ancak, söz konusu protokolün 2. maddesinde, bu kuralara istisna olarak kabul edilebilecek haller gösterilmiştir. Buna göre, 'Bir devlet, yasalarında savaş veya savaş tehdidi tehlikesi zamanında işlenmiş olan fiiller için ölüm cezasını öngörebilir. 4709 sayılı Kanunun Anayasada yaptığı değişiklikte, Ek 6. Protokolünün 2. maddesinin ifade biçimi esas alınmıştır. Aslında 'yakın savaş tehlikesi' veya 'Çok yakın savaş tehdidi halleri' kavramlarının içeriği belirsizdir. Ancak devletlerarası bir düzenleme olması itibariyle söz konusu ek 6. protokol açısından bu ifade biçimi kabul edilebilir. Bu durumda sözü geçen Ek Protokole taraf olan devletlerin, kendi iç hukuk düzenlemelerinde Protokolün benimsediği 'yakın savaş tehlikesi zamanı' kavramının içeriğini somutlaştırmak gerekir.”

"ÖCALAN’IN İDAMI MÜEBBET HAPSE ÇEVRİLEMEZ"

'Çok yakın savaş tehdidi hali' olarak mütaala edilmesi gerektiğini söyleyen Aksakallı, "PKK törer örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen ve idam cezasını gerektiren suçlar açısından, hukuk sistemimizde idam cezası, uygulanırlığını halen devam ettirmektedir. Bu nedenle sanık hakkında verilen idam cezasının, müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmesi kanunlarımıza aykırılık teşkil etmektedir. Sayın Mahkemenin kararı bu yönden hukuka aykırı olup bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir." değerlendirmesinde bulunmuştu.

YARGITAY OY ÇOKLUĞU İLE KABUL ETMEDİ
Aksakallı’nın, şehit ailelerinin avukatı olarak müdahil olduğu davada dosya Yargıtay’a taşınmış. Ancak Yargıtay oy çokluğu ile Aksakallı’nın itirazını reddederek Öcalan’ın idamının önüne geçmişti.