Meral Akşener'den Erdoğan'a Nureddin Nebati göndermesi: Senin de gözlerin ışıldıyor mu?

TAKİP ET

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Akşener, Erdoğan'a Nureddin Nebati'nin sözleri üzerinden göndermede bulunarak "Vatandaş çarpıldıkça senin de gözlerin ışıl ışıl oluyor mu?" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Meral Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin sözleri üzerinden göndermede bulundu.

Akşener, “Hazinenin başına bakan diye getirdiğin Nebati kuyruklu yıldızı milletimiz çarpıldıkça gözlerindeki ışıltıdan bahsediyor. Ben de sana soruyorum. Vatandaş çarpıldıkça senin de gözlerin ışıl ışıl oluyor mu?” ifadeleri kullandı.

Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"3 Ocak 2022 tarihi itibariyle partimizin üye sayısı 512 bin 543 kişi oldu. Yani İYİ Parti bugün artık yarım milyon kişilik kocaman bir aile.

Sayın Erdoğan ve ucube sisteminin elinde milletçe zorluklarla mücadele ederek geçirdiğimiz bir yılı daha geride bıraktık. Her yeni yaş, yıl yeni bir umuttur. İnanıyorum ki yeni yılla birlikte Türkiye makus talihini yenecek yeni bir siyasi iklim ve kadrolarla hak ettiği huzura erecek. Yeni yılınızı bir kez daha kutluyorum.

Maalesef yeni yıla zam kabusuyla girdik. AK Parti iktidarı 20 Aralık akşamı faiz indiriyorum deyip aslında artırarak küçük yatırımcıyı çarpmıştı. 31 Aralık gecesi de elektrikten doğalgaza, vergilerden harçlara, iğneden ipliğe yaptığı zamlarla asgari ücretlinin aldığı yüzde 50 zammı da çarptı. Zammı gece yarısından sonra geçerli ilan ederek zamları enflasyondan kaçırıp, milyonlarca memur ve emeklimizin yeni yılı zammını da çarpmış oldu. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının dolandırıcıları bile kıskandıran yönetim anlayışı sağ olsun yeni yıla rekor seviyede zamlarla girdik. Artık takke düştü kel göründü. Vicdansızca yapılan bu rekor zamlar iktidarın beceriksizliğinin bir vesikasıdır. Bu iktidarın bu saatten sonra Türkiye'ye vereceği tek şey daha çok yoksulluk ve daha çok acıdır. Sayın Erdoğan, biz üzerimize düşeni yaptık. Seni defalarca uyardık. 'Damat kadar başınıza taş düşsün' derken Damadının manevi halefi Nebati gibi bir liyakat abidesini ekonominin üzerine meteor gibi düşürdün. Sana kaç kere söyledim önce ekonomiye olan güveni tesis edeceksin, bunun başka yolu yok dedim. Hazinenin başına bakan diye getirdiğin Nebati kuyruklu yıldızı milletimiz çarpıldıkça gözlerindeki ışıltıdan bahsediyor. Ben de sana soruyorum. Vatandaş çarpıldıkça senin de gözlerin ışıl ışıl oluyor mu?

Bu millet sana faizi yükselt diye oy vermedi. Bu millet sana hayat şartları iyileşecek diye oy verdi. Bu millet sana daha kolay ev, araba sahibi olmak için oy verdi. Sen sözünü tutmadın milletimizle yaptığımız sözleşmeye ihanet ettin. Artık yeter, milletimize daha fazla çile çektirmeye hakkın yok. Sen istesen de istemesen de kızsan da bağırsan da millet iradesinden kaçış yok o sandık elbet bir gün gelecek. Sen milletimize tutmadığın sözlerin hesabını vereceksin.

"SANDIK ÇOK YAKINDA GELECEK"
Türkiye'nin çözülemeyecek derdi yok. Biz buradayız, biz hazırız. Emin olun biz çözeriz. Az kaldı, o sandık çok yakında gelecek ve bu beceriksiz iktidar tıpış tıpış gidecek. O gün geldiğinde tek bir insanımız bile kaybetmeyecek. Bu iktidar gidince her bir vatandaşımız daha çok kazanacak.

İktidar yan gelip yatarken, ben ve arkadaşlarım 2021 yılını meydanlarda, sokaklarda, dükkanlarda geçirdik. 12 ayda 59 ilimizde 174 ilçemize gittik. Milletimizin derdine derman olmak için 115 bin km yol yaptık. Geçtiğimiz hafta Uşak'taydık. Dönerci bir kardeşim, 'Öğrencilerin karnını doyurabileceğin bir tek döner vardı. Artık o da ucuz değil. Bir porsiyonu 10 liraya satıyoruz. Önceden 30 kilo döner takıyordum şimdi 10 kilo. Ev geçindirmede zorlanıyoruz.' dedi.

Gözyaşları içinde derdini anlatan, 76 yaşındaki bir ablamız; “Eşim hasta, 3 defa kalp krizi geçirdi. Borçlarımız çok ilerleyince, kredi çektim. Emekli maaşımız oraya gidiyor. 400 lira para da, bana kalıyor. 5 aydır kiramı ödeyemiyorum.” diyor. “İşler nasıl?” diye sorduğumda esnaflarımız; “Türkiye’de olduğu gibi, kötü, zor, durağan…” diyor.

Dikkat edin; cümleye, “Türkiye’de olduğu gibi…” diyerek başlıyorlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü; her yerde durumun aynı olduğunu biliyorlar. Çünkü; iktidar kendi kendine şahlanırken, milletin borçlandığını biliyorlar. Çünkü; memleketimizdeki kötü gidişatı, onlar da görüyorlar.

Üretici bir kardeşim, 'Elimizdeki hayvanları kesmek zorunda kalıyoruz. Borç ödeyemiyoruz. Ne yapacağız? 7-8 aylık danalar kesime gider mi?' diyor. Yarın öbür gün besleyecek hayvan kalmayınca ne yapacaksınız? Onu da ithal mı edeceksiniz? Bu sefer lobilerin değil üreticilerin yanında olun.

12 yaşındaki Gazi Efe isimli bir çocuğumuz, 'Ülkenin hali çok kötü. Ekonomi nasıl düzelebilir? Hiperenflasyona doğru gidiyor ülke' diyor. 12 yaşındaki bir çocuğumuz hiperenflasyonu biliyor. Çocuklarımızdan çocukluğunu çalmışız demektir. Yazıklar olsun.

Ne yapanlarsa yapsınlar, hangi tezgahı kurarlarsa kursunlar, biz milletimizle buluşmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın dertlerini, tüm Türkiye’ye duyurmaya devam edeceğiz. Onların kulakları sağır, gönülleri de milletimize kapalı olsa da; biz, 2022 yılında da, “Milletin Partisi” olmaya, aynen devam edeceğiz.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI
Virüsün yeni varyantı hızla yayılıyor. Bu süreçte en büyük yük sağlık ordumuzda. İki yıldır pandemiyle mücadele eden sağlık çalışanlarımız çok dertli. Bugün milletin kürsüsünde bir sağlık çalışanı kardeşimizi ağırlayacağız.

Biliyorsunuz sayın Erdoğan geçtiğimiz sene sağlıkçılarımıza 'Hakkınız ödenmez' dedi. Nitekim dediğini yaptı haklarını ödemedi. Birazcık ek ödemeyi Aralık ayında verecekti. Onu da ödemedi sonraki bahara bıraktı. Sağlık çalışanlarımız senin danışmanların gibi 5-10 maaş istemiyor, 12 bin liralık hesap da ödemiyorlar. Sadece hak ettikleri maaşı almak istiyorlar. Sağlık çalışanları kardeşlerim hak ettiğiniz maaşları almak için konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Onlar yapmazsa İYİ Parti iktidarında biz yapacağız. İYİ Parti iktidarında hastalar müşteri, sağlık çalışanları da köle olmayacak.

Sağlık çalışanlarında farklı farklı çalışma modelleri var. Öğretmenlerde de var. Her şehre bir üniversite açılıp, o üniversitelerin plansız programsız bölümlerinden mezun olan ve kimi 86, 92 puanlarla mülakatta elenen, 50, 60 puanlı arkadaşlarının atandığı gençler var. Aynı işi yapan ama farklı maaşlar alan insanlar var. Bunun üzerinde düşünmenizi rica ediyorum. Bu sadece iş bilmezlik olamaz. Bu bilerek, insanları geçim derdiyle meşgul edip çok çok şuurlu bir tutumun sonucudur.

Geçtiğimiz yıl Türkiye'yi terk edip geleceğini başka yerlerde arayan doktorlarımızın sayısı TTB'nin rakamlarına göre bin 361. Sağlık Bakanlığı gerçek rakamları gizlese de bu rakamın daha yüksek olduğunu biliyoruz. Durumun vehametine bakar mısınız? Göç eden doktor sayımız 10 sene öncesine göre 25 kat artmış. Halen yurtdışına göç edip mesleğini orada yapmak istediği için sınavlara hazırlanan doktorlarımızın sayısı ise 10 bine yaklaştığı tahmin ediliyor. En çok tercih ettikleri iki ülke ise Almanya ve İngiltere. Sayın Erdoğan bu insanlarımıza, ailelere yazık değil mi? Bu ülkenin evlatları neden doğup büyüdüğü toprakları terk ediyor? Senin yüzünden sayın Erdoğan senin yüzünden. Bu insanların hayallerini çaldın, umutlarını yıktın. Çünkü sen 'İğne yapmaktan bile aciz' diyerek onların itibarları ile oynadın, oynamaya devam ettin. Hastaneleri bile küflü zihniyetine alet edip AKP teşkilatlarının oyuncağı yaptın.

Giden ve gitmek için hazırlık yapan çok değerli hekimlerimize sesleniyorum. Lütfen sabredin. İlk seçimlerden sonra sayın Erdoğan ve onun kurduğu ucube düzen gidiyor. O sandık gelecek ve Türkiye iyi kadrolarla güneşli günlere yürüyecek.

EĞİTİM SİSTEMİ
Eğitim dünyaya açılan en geniş penceremizdir. Bağımsızlığımızın ve gücümüzün teminatıdır. Eğer bugün gençler yurtdışında yaşamanın yollarını arıyor, kadınlar kendilerini güvende hissetmiyorsa, çocuklar derin yoksullukla karşı karşıya kalıyorsa sebebi eğitim politikalarımızın vasatlığıdır. AK Parti'nin devri iktidarında günü kurtarmaya yönelik sözde çözümlerin ülkemizin gerçekleriyle örtüşmeyen ciddiyetsiz adımların, vizyonsuz bir bakış açısının eğitim politikalarımızda açtığı yaralar birlikte şahit oldu. İktidarın yanlış, sorumsuz ve liyakatsiz yönetim anlayışı yüzünden bugün ülkemizde fırsat eşitsizliği kronik bir hale geldi. İYİ Parti olarak bu eğri düzene dur demek için İyileştirilmiş Eğitim Sistemi'ni hazırladık. İyileştirilmiş Eğitim Sistemi, milletimize ve memleketimize hayırlı olsun.

İyileştirilmiş Eğitim Sisteminde ele aldığımız birinci başlık eğitimde fırsat eşitsizliği. İyi ve dengeli beslenemeyen, ailesinin sosyo ekonomik durumu ve eğitim düzeyi yeterli olmayan çocuklarımız fırsat eşitsizliği ile daha ilköğretimdeyken tanışıyor. Biz İYİ Parti iktidarında, bazı çocukların sahip olduğu fırsatlara bütün çocuklarımızın sahip olduğu adil bir Türkiye'yi inşa edeceğiz.

Bugün 1 milyon 248 bin öğrencimiz taşımalı eğitim sisteminde. Çocuklarımızın bu sistemle sağlıklı bir eğitim alması mümkün değil. Biz İYİ Parti olarak tarımsal kalkınma da atacağımız adımlar ile öncelikle kırsal bölgelerimizi yeniden cazip hale getireceğiz. Sonrasında köy okullarını yeniden açarak taşımalı eğitime son vereceğiz.

Son verilere göre eğitime erişimi olmayan ve yasadığı çalıştırılan 720 bin çocuk işçimiz var. İYİ Parti iktidarında çocuklarımızın ellerine bedenlerinden büyük çekiçler verilmesine asla izin vermeyeceğiz. Eğitiminden vazgeçeceğimiz hiçbir çocuğumuz yok.

İkinci başlık ise eğitimde kalite. Dünya Bankası'nın verilerine göre Türkiye'de 10 ila 14 yaş arasındaki her beş çocuğumuzdan biri öğrenme yoksulu. Yani bir metni okuyamıyor, okuduğunu anlayamıyor. Biz İYİ Parti olarak öğrenme yoksulluğunun önüne geçmek için ezber temelli eğitimden beceri temelli eğitime, sınav odaklı eğitimden süreç odaklı eğitime geçeceğiz.

Üçüncü başlık ise eğitimde denetim. Bu doğrultuda eğitimde kaliteyi yakalamak için eğitim sistemini baştan aşağı yapılandıracağız. Ayrıca okulların kendi öz denetimlerini yapmalarını da sağlayacağız. Eğitimin niteliğini ve gücünü doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biri de şüphesiz öğretmenlerimizdir. İşte bu yüzden eğitim seferberliğimizi, irfan ordumuz öğretmenlerimizle başlatacağız. Nüfusu 1 milyonu aşan illerimizde en az bir Eğitim Bilimleri Lisesi açacağız. Buradan mezun olan öğrencilerimize kontenjan ve ek puan verip burs ve sosyal imkanlarla destekleyeceğiz. MEB'e kanunla bağlı olacak Öğretmen Akademileri'ni de bir an önce hayata geçireceğiz.

Ülkemizde özel eğitime devam eden öğrencilerimizin sayısı son 10 yılda 2 kat artmış olmasına rağmen tanılama ve özel eğitimin kapsamına ilişkin sorunlarımız maalesef devam ediyor. Bu nedenle İYİ Parti iktidarında dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, disleksi, hiperaktive ve otizm gibi sorunları olan çocuklarımızın eğitim ve öğretime uyumu için özel eğitim hizmetlerin kapsamını ve niteliğini geliştireceğiz.

Ülkemizi bir karamsarlığın sardığını görüyorum. Biz bu karamsarlığı dağıtmaya kararlıyız. Şart olsun biz bu karamsarlığı dağıtacağız. Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye'ye kavuşacağız. Zam yağmurlarında hırpalanmadığımız, zenginlikte eşitlenen bir Türkiye'ye kavuşacağız.

akşener iyi parti tbmm erdoğan enflasyon ekonomi dolar türk lirası eğitim