Erdoğan: Türkiye'den kesinlikle bir taviz beklenmesin

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT ortak yayınında konuştu. İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılım süreçlerini değerlendiren Erdoğan, 'Bu ilk etap. Madrid'deki bir davettir. Bu davetin neticesi ne olacak? Onu da bu eylemler belirleyecek. İsveç ve Finlandiya'dan teröre destek verilmemesi noktasında somut beklentilerimiz var" ifadelerini kullandı.

Canan Yener Reçber’in moderatörlüğünde Gazeteciler Hale Kaplan, Nuriye Çakmak Çelik, Okan Müderrisoğlu ve Mehmet Acet’in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında satır başları şöyle:

"MAALESEF ODESSA SALDIRISINI ARZU ETMEDİK AMA OLDU"

Erdoğan, “Aralıksız yoğun temas ve müzakere yürüttük. Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracına yönelik mütabakatın İstanbul’da imzalanmasını sağladık. Vahim boyutlara ulaşmakta olan gıda krizinin etkileri hafiflemeye başlayacak. Özellikle en az gelişmiş ülkelerin üzerindeki baskı azalacak, kıtlıklar önlenecek. Bizim de memnuniyetle karşıladığımız hususlar. Planın operasyonel boyutu İstanbul’dan organize edilecek. Ukrayna’ya giden ve oradan gelen gemilerin emniyetli seyrine birlikte yön verilecek. Yürütülen görüşmeler hassas bir şekilde devam etti.

Maalesef Odessa saldırısını arzu etmezdik ama oldu. Herkesten attığı imzaları, üstlendikleri sorumluluklara göre hareket etmelerini istiyoruz. Yoğun bir şekilde trafiği artırdık. Böyle bir şeyin olması bizi üzüyor. Buradaki başarısızlık hepimizin aleyhine olacaktır. Biz anlaşmayı hayata geçirmeye kararlıyız. Savaşın başından beri önceliğimiz ateşkesin ardından sürdürülebilir barışın sağlanması. Umarım bunu da başarırız” ifadelerini kullandı.

"İADE VE MAL VARLIĞI TALEPLERİMİZE KARŞILIK BİR CEVAP BEKLİYORUZ"

“Her şeyden önce PKK/YPG ile FETÖ’ye destek verilmeyeceği, bunun kırmızı çizgimiz olduğunu kendilerine orada ısrarla anlattık. NATO Zirvesi’nde de bu teyit edildi. Zirvenin en önemli neticesi bence budur. NATO’nun kayıtlarına bu terör örgütlerinin girmiş olması Madrid Zirvesi’nin en önemli noktasıdır. İsveç ve Finlandiya’dan teröre destek verilmemesi noktasında somut beklentilerimiz var. Bakın İsveç caddelerinde polis korumasında bunlar yürüyüş yapıyorlar. Ama İsveç vatandaşının sağ duyusu da ortada. ‘Türkiye-Erdoğan istiyorsa, bunlar madem terörist, verilmesi lazım’ diyor. Oradaki iktisatlı yapıların da kapatılması gerekiyor. Bunu da istedik. Orada da şimdi iade ve mal varlığı taleplerimize karşılık bir cevap bekliyoruz. Bu hususta Dışişleri Bakanlığımız ve ilgili kurumlar ilgileniyor.

Kesinlikle Türkiye’den bu konuda taviz beklenmesin. Orada görüşmeleri yaptık. Bu görüşmelerden sonra geldik. Gel gör ki daha evvelsi gün bu teröristler Stockholm sokaklarında gösteri yapıyorlar. Yani İsveç somut bir adım atma konusunda uzak görünüyor. Bu iş öyle zannedildiği gibi kolay bir iş değil. Makedonya 11 yıl sürdü. Ha dedik tamam hemen NATO’ya alsınlar. Yok böyle bir şey. Biz orada da bütün dostlara, arkadaşlara bunu söyledik. Süreç şu an ilerliyor. Bu ilk etap. Madrid’deki bir davettir. Bu davetin neticesi ne olacak? Onu da bu eylemler belirleyecek. Siz hale bu teröristleri caddelerinizde koruma altında yürütürseniz, biz de takip ediyoruz. Sadece İsveç-Finlandiya değil. Maalesef Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İskandinav ülkelerinin tamamı böyle. Liderlerle yaptığımız görüşmede kendilerine bunu söyledik. ‘Siz ne yapacaksınız böyle sürdürecek misiniz?’ E gülüyorlar. Bizim parlamentomuz var. Böyle devam ederse olumlu bakmaz.”

"TERÖRLE MÜCADELE BİR NUMARALI KONUYDU"

“İranlı muhataplarımızla temaslarımıza ikili ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla ele alma fırsatı bulduk. Farklı alanlarda 8 belge imzaladık İran ile. İkili ticaret hacmimizi 30 milyar dolara çıkarma hedefimiz var. Aramızdaki görüşme gerçekten samimi geçti. 8 anlaşmayı da imzalamak suretiyle buradaki konseyi başarılı şekilde tamamlamış olduk. Putin ile görüşmemiz çok daha farklı geçti.

Putin – Zelenski olayında biz çok önemli bir rol oynuyoruz. Sayın Putin’e malum Batı’nın yaklaşım tarzı siyasetçilere yakışan yaklaşım tarzı değil. Savaşın oluşturduğu konjektüre rağmen ikili ilişkilerimizdeki konuları ele aldık. Aramızda bazı anlaşmazlıklar var ama olumlu bir görüşme oldu. Terörle mücadele bir numaralı konuydu. Suriye terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş durumunda. Özellikle Fırat’ın batısında ve doğusunda terör örgütü saldırılarına devam ediyor. Bu mücadelede kararlılığımızı bizzat aktardım.”

"BİZ TÜRKİYE'YİZ YA, KABİLE DEVLETİ DEĞİLİZ"

“Şu anda bizim 1-5 ay kadar önce ‘Gel bir yemek yiyelim’ dedim. Vahdettin Köşkü’nde Miçotakis’le yemek yedik. Kendisine “Bundan sonra aramıza 3. bir ülkeyi sokmayalım. Biz ne yapacaksak direkt hat kuralım, görüşmelerimizi yapalım” aradan geçti 2-3 hafta ABD’deki Kongre’de aleyhimizde birçok şey söyledi. Oradan gidip Davos’ta benzer şeyler yaptı. Biz Türkiye’yiz ya, kabile devleti değiliz. Sonra kalkıp, “Türkiye şunu yaptı, bunu yaptı.” Türkiye’ye herhangi bir olumsuz adım attığında, siyasetçi olduğum için ilk işim halkıma anlatabileceğim güçlü malzemelerimin olması lazım. Sonra Efes tatbikatı yaptık. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konsey görüşmelerini iptal ettim.

Yunanistan’da 5+4= 9 adet ABD üssü var. Bunları da söylediğin zaman kendileri inkar ediyor. Bunları da adalara yerleştirme niyetleri var. Rusya’ya karşı savunmak için olduğunu söylüyorlar. Sizin ne gücünüz var? Bunu ABD bile yapamaz. Yunanistan bizim güvenlik ihtiyaçlarımız için uçak almamızı engellemeye çalışıyor. ABD’ye Fransa’ya saldırarak “Türkiye’ye vermeyin” diyorlar. Ama biz duruşumuzla konumumuzu koruyoruz. Buradan gereken dersi almışlardır. Yunanistan’ın sürdürdüğü bu faaliyetler sadece Lozan anlaşmasına değil, Paris Anlaşması’na da ters. Bu adaların egemenliğinin gayri askeri statü altında kalmasıyla verildiğini sanırım Miçotakis bilmiyor. Sanırım öğrenecek” açıklamalarını yaptı.

"HERKESİN ALTINDA ARABASI VAR"

Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılırken denizden motorla geldiler eylem yaptılar ama biz kararlıydık yaptık. Aslında bu da bir şeyi gösteriyor. Ekonomik olarak battık diyenler var ya; Oradan arabalar, TIR'lar geçmeye devam ediyor. Herkesin altında arabası var. 

Bay Kemal yap-işlet-devret nedir daha öğrenemedi. Bize soruyor hala? 18 Mart köprüsü ne oldu. 2-5 milyar avroya yapıldı. Kore ile yapıldı. Dünyada en uzun açıklığa sahip böyle bir köprü. Biz eskiden ne çileler çekerdik. Lapseki'den geçmek için gece boyu arabada beklerdik. Şimdi 6 dakikada geçiyorsun. Bu köprü şimdi boynumuzda altın kolye. Orayı kullananlar bize dua ediyorlar.

Şanlıurfa Adıyaman arasında Nisipi köprüsü var. Biz olmasak böyle bir köprü söz konusu değildi. Beyefendi İzmir milletvekili ya. İstanbul'dan İzmir'e şimdi 3 saatte ulaşabiliyorsun. 

Köprüllerin yanında bir de tüneller. Bütün bunlar medeni olmanın kalkınmanın dünya standartları olmanın ötesinde bir yapının özellikleridir. 

Bizim talihsizliğimiz böyle bir muhalefete sahip olmak. Dürüst muhalefet yok. Dürüst olsa daha çok yol alırız. 

"RAKİP OLMAYINCA KENDİMİZLE YARIŞIYORUZ"

AK Parti olarak öncelikle girdiğimiz her seçimi bir öncekinden önemli gördük. 2023 seçimlerini de galip çıktığımız seçimlerden daha önemli görüyoruz. Rakip olmayınca kendimizle yarışıyoruz. AK Parti'nin kazanması Türkiye'nin kazanmasıdır. 

"KILIÇDAROĞLU, NÜFUS KAĞIDINI KAYBETTİ OY KULLANAMADI"

O masadan ülkeye hayır çıkmaz. İsmi üzerinde durulacak kim var? Kemal Bey biliyorsunuz İstanbul'a aday olmuştu. Kağıthane'nin yolunu kaybetti Kağıttepe dedi. Ankara'da nüfus kağıdını kaybetti oyunu kullanamadı. 

recep tayyip erdoğan trt ortak yayın gündem finlandiya isveç nato rusya ukrayna ekonomi tahıl krizi