Erdoğan erken seçimin tarihini açıkladı: "14 Mayıs 2023"

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim için 14 Mayıs'ı işaret etti. Erdoğan, "Milletimiz 37 yıl sonra aynı gün 'yeter' diyecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuşuyor.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “2023 bizim için hem 20 yıllık siyasetimizin sembolüdür hem de Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcıdır” dedi.

Enflasyon krizi ile ilgili konuşan Erdoğan, "En büyük sorunumuz enflasyondu, o da düşüşe geçti; 2022 yüzde 64’le kapattığımız enflasyonun önümüzdeki aylarda yüzde 30’lara doğru hızla düştüğünü göreceğiz" diye belirtti.

14 MAYISI İŞARET ETTİ

Erdoğan, "Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün 'yeter' diyecektir" sözleriyle seçimin 14 Mayıs'ta yapılacağının sinyalini verdi. 

1950 seçimleri, 14 Mayıs 1950'de düzenlenmiş ve TBMM 9. dönem milletvekilleri bu seçimlerde belirlenmişti. Oyların yaklaşık yüzde 55'ini alan Demokrat Parti seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştı.

Erdoğan’ın açıklamasında öne çıkanlar şöyle:

"İkinci haftasını geride bıraktığımız 2023 bizim için herhangi bir yılbaşı değildir. Biz hayallerini, 2023 menziline göre belirlemiş bir hükümetiz. Ülkemizi ulaştırmak istediğimiz hedeflere büyük ölçüde kavuştuk. Ülkemizin son 10 yıldır maruz kaldığı saldırılar ve küresel krizler bazı alanlarda gecikmeye neden olsa da bu hedeflerimize halel getirecek değildir. 2023 Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcıdır. Önümüzdeki aylarda yaşanacak seçimi önemli kılan budur. Hiçbir seçim kolay olmadı. Büyük bir mücadeleyle, azimle hazırlandık, girdik. Her seçimden de zaferle çıkmayı başardık.

Bu seçimi farklı kılan nedir? 2002 seçimlerine siyasete yeni bir ses getirerek adım atmıştık. 2007 seçimlerine vesayetin ahlak dışı oyunlarıyla uğraşarak girmiştik. 2011 seçimlerine 2023 hedefleri sözü vererek girmiştik. 2015 seçimlerini FETÖ, PKK, DEAŞ saldırıları altında yaşamıştık. 2018 seçimlerini yeni yönetim sisteminin getirdiği tereddütleri göğüsleyerek geçirmiştik. 2023 seçimlerini ise dünyadaki krizlerin etkileriyle mücadele ederek girdik. Ucube ittifakın hezeyanlarıyla uğraşarak, milletimize verdiğimiz sözleri yetiştirmenin telaşını yaşayarak, 20 yılda kurduğumuz demokrasi ve kalkınma üzerine Türkiye Yüzyılı'nı inşası için hazırlanıyoruz.

Türkiye öyle bir yol ayrımında ki böyle fırsatlar asırda bir gelir. Krizler dünyada köklü değişikliklerin başlamasına yol açtı. Türkiye sahip olduğu güçlü eser ve hizmet altyapısı sayesinde küresel sarsıntıları dayanak haline dönüştürebiliyor.”

"EN BÜYÜK SORUN ENFLASYONDU O DA DÜŞÜŞE GEÇTİ"

“Sıkıntılarımız elbette var, bunlar üstesinden gelinemeyecek hususlar değildir. En büyük sorun enflasyondu o da düşüşe geçti. 2022'de yüzde 64 ile kapattığımız enflasyonun yüzde 40'lara, yüzde 30'lara düştüğünü göreceğiz. Enflasyona sebep olan tuzakları bozduk, tedbirleri aldık, mekanizmaları oluşturduk. Herkes Türkiye'nin enflasyon-kur-faiz şer üçgeniyle teslim alınamayacağını gördü.

Asgari ücrette artışı, EYT'yi, sözleşmeli kadro meselelerini çözdük, sosyal yardımları genişlettik, konut kampanyaları düzenledik, üreten herkesi destekledik. İstihdamı 31,6 milyonla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkardık. Ziyaret ettiğimiz illerde ve programlarda insanımızın gözündeki samimiyeti, umudu yaşayarak müşahede ediyoruz.”

SEÇİM 14 MAYIS’TA MI YAPILACAK?

“Siyasetin günlük hercü merci içinde insanların söyledikleri sözler elbette önemlidir. Ancak aynı insanların sandık başında nelere bakacaklarıdır. Rahmetli Menderes 14 Mayıs'ta 'Yeter söz milletin' diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır. Aynı şekilde Rahmetli Özal, darbenin gölgesinde girdiği seçimde önemli bir başarı kazanmıştır.

Biz de 'Artık hiçbir şey eskisi olmayacak' diyerek hükümete gelmiştik. Şimdi de 'Söz de karar da gelecek de milletindir' diyerek milletin desteğine talibiz. Vesayet heveslilerine rağmen Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız. Milletimiz aynı gün, bu darbe şakşakçılarına 'yeter' diyecektir. Bir nevi ipi 10 ayrı kişinin elinde kukla bir Cumhurbaşkanı ile ülkeyi idare etmek istiyorlar. Cumhurbaşkanı fiilen altılı masanın emir eri gibi davranacak.

Karşımızda ibretlik bir tablo var. İşin özünde eskilere giden bir hesaplaşma yatıyor. Cumhuriyet'in iki asrı boyunca Türkiye'yi kendi çıkarlarının yörüngesinde tutabilmek için her yolu denediler. Şimdi umutlarını 2023 seçimlerine bağlamış görünüyorlar. Şimdi Meclis'ten meydan okuyorum; ne yaparsanız yapın yine başaramayacaksınız.

Benim milletim artık tüm oyunlarınızı çözdü. Sizin de numaralarınızı da etki elemanlarınızı da anında tanıyor. Aksi olsaydı 2007'de bize Cumhurbaşkanı seçtirmek istemediğinizde başarılı olurdunuz. Aksi olaydı gazete kupürleri üzerinden partimizi kapatmaya çalıştığınızda başarılı olurdunuz.

Bakın bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bakın Türkiye'nin en büyük partisinin başı olarak karşınızdayım. Gündemi 2023 hedefleri, Türkiye Yüzyılı olan bir lider olarak karşınızdayız. 2023 seçimlerinden sonra da Türkiye Yüzyılı mimarı olarak milletimin görevlendirmesiyle yine karşınızda olacağız. Biz, kimsenin inayetiyle değil, Allah'ın yardımıyla, milletimizin desteğiyle ayağa kalktık bugünlere geldik, yarınlara yürüyoruz.

Biz gerektiğinde yedi düveli karşımıza alma pahasına milletimize hizmet ediyoruz. Ebede talip olan bir davanın mensupları olarak, bu davayı tümsekte bırakmamaya yeminliyiz. En büyük sorumluluk da sizlere düşüyor. 2023 seçim zaferini omuzlayacak kadro olarak, isimlerinizi tarihimizin sayfalarına yazdırmaya davet ediyorum."

ALİ BABACAN'A 'SİHA' TEPKİSİ

Ya bu ahlaksız çıkmış hâlâ... Tabii yanında başka ahlaksızlar da var. Yok bilmem işte geleceklermiş de, geldikleri zaman bunlara hesabını soracaklarmış. Bu işin rekabetinin oluşması lazımmış. Ya sen rekabet nedir bilir misin ya! Sen git çocuk bezi satmaya devam et. Home tekstil üretmeye devam et. Senin işin değil bu.

Üzgünüm, 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı. 15 sene! Yanında bir tanesi daha var aynen o da öyle. Bizden üniversite istediler, ve ben başbakanım. Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Biz bu tahsisi yaptık, kendisi ne zaman başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bila bedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de bunun başka örneği yok. Bunu kalk milletimize anlat bakalım. Nasıl izah edeceksiniz! Bila bedel mülk edinme hakkı bizim vakıf yasalarına göre yok ama bunlar bunu yaptı. Şimdi ben kullanmıyorum o ifadeyi, Devlet Bey güzel kullanıyor 'Serok Ahmet' diyor, bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptın? Kurduğumuz üniversite ile başarı grafiğiniz ne? Yok... Biz de bunların yolsuzlukları sebebiyle bu üniversiteyi aldık, devletimize mal ettik. Şehir Üniversitesi, Marmara Üniversitesi'nin mülkü olarak hizmete devam ediyor, verdiğimiz imkânlar da çok daha ileri. 

Rahmetli Özdemir Bayraktar kendisini bu işe aramış, azimli ve irade sahibi bir insandır. Fabrikalarda yatıp kalktılar, terör bölgelerine gittiler. Subaylarımızla yatıp kalkarak oralarda ürettikleri eserlerin testlerini yaptılar. Bunlar Selçuk Bey ile akrabalık döneminde değil, öncesinde yaşanmıştır. Aynı dönemde benzer projelere girişen pek çok firmamız var. Bugün ülkemizde çeşitli kurumlarımıza İHA projesi yürüten 8 ayrı firma bulunuyor. 

Baykar, tasarım ve geliştirme çalışmalarına her türlü desteği ziyadesiyle hak eden bir şirkettir. Şirketin tercihi bu çalışmaları kendi öz kaynaklarıyla yapmaktır. Zaten bu şirketin gelirleri de ülke içi satıştan ziyade ihracata dayalıdır. Şirketin 20 yıllık gelirlerinin yüzde 75’i geçen yılki gelirlerinin yüzde 99,3’ü artık 27 ülkeye ulaşan ihracatından geliyor. Yanındaki bazı terör yandaşlarını rahatsız ediyor anlıyorum da Bay Kemal bunlar seni niye rahatsız ediyor? Çünkü onlar teröristlerle beraber.

BAYKAR ürettiği hiçbir ürünün geliştirmesi için devletten tek kuruş almamış, hepsini kendi kaynakları ile yürütmüştür. BAYKAR'ın aldığı tek destek, gümrük vergisi, KDV, stopaj indirimi gibi ihracat yapan her firmanın yararlandığı kolaylıklar. 

erdoğan erken seçim haber gündem siyaset