Erdoğan, Bakara Suresi'nden ayet okudu: "Sizi biraz korku ve açlıkla sınarız. Sabredenleri müjdele!"

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı'ndaki konuşmasına Bakara Suresi 155'inci ayetini okuyarak başladı. Erdoğan, "Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı Açılış Oturumu'nda konuştu. 

Konuşmasının başından Bakara Suresi 155. ayetten alıntı yapan Erdoğan, "Dünya hayatını imtihan olarak gören insanlarız. Rabbimiz Kuran'ı Kerim'de 'Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele' bu şekilde buyurmaktadır" dedi. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Sizleri ülkemizde ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Konferansın ana temasının 'Paylaşım, vicdan ve İslam, Filistin, göç ve Afganistan' olarak belirlenmesini isabetli buluyorum. 

Dünya hayatını imtihan olarak gören insanlarız. Rabbimiz Kuran'ı Kerim'de "Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele" bu şekilde buyurmaktadır.

İnsanlık olarak son 2 yıldır şimdiye kadar 5 milyona yakın kişinin hayatına mal olan büyük bir salgınla mücadele ediyoruz. Aralarında sevdiklerimizin de olduğu pek çok vatandaşımızı kaybettik. Mevladan bizi bu virüs musibetinden bir an önce kurtarmasını niyaz ediyorum. Salgın döneminde insanı merkeze alan bir yaklaşım sergiledik. Her fırsatta insanlığa demokrasi, hak ve hukuk dersi verenler kendi sınırları dışındaki dramlara kulaklarını tıkarken elimizdeki tüm imkanları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya hassasiyet gösterdik. 160 ülkeye yardım ulaştırdık. 11 ülkeye aşı tedarikinde bulunduk. Yerli aşımız Turkovac için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. Bir an önce neticelendirmeyi arzu ediyoruz.

Filistin meselesi hepimizi bir araya getiren yapı taşlarından birisidir. Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç cesur Müslümanın davası değildir, İslam aleminin ortak davasıdır. Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Batı Şeria'da tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor. Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında infaz edildiğini görüyoruz. Gazze'ye yönelik haksız abluka da devam ediyor. Filistin'i nefessiz bırakarak haklı davasından vazgeçirmeye çalışan bu davadan Filistin'in haklı direnişi ile hedefini ulaşamamıştır. Bu politikaların bir avuç fanatik dışında ne İsraillilere ne de bölgeye faydası olmuştur. Gelinen aşamada herkesin bu gerçeklerin farkında varmıştır. İşgal, şiddet politikalarında ısrar etmenin artık kimseye bir faydası yoktur.  Biz asla acılar ve ölümler arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Ne suretle olursa olsun bir halkın ya da aynı inanca mensup insanların ötekileştirilmesini asla kabul etmiyoruz. Zulüm kimden gelirse gelsin karşı durmak bizim inancımızın bir gereğidir. Kudüs'ü 400 yıl boyunca adaletle yönetin bir ecdadın torunları olarak Filistin'de kan, gözyaşı ve zulüm görmek istemiyoruz. Doğu Kudüs'ün statüsüne yönelik hassasiyetimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.

Önümüzdeki dönemde bölgemizde barış ikliminin güçlenmesini yine bizim atacağımız ortak adımlar belirleyecektir. Birlik ve beraberlik içinde hareket etmeli Filistin davasını zaafa uğratacak her türlü hareketten kaçınmalıyız. Filistin davasının dünya gündeminde hak ettiği yere getirilmesi ve adil bir çözüm bulunması için gayretlerimizi sürdürmeliyiz. Filistinlilerin de kendi aralarındaki tefrikayı sonlandırmaları çalışmalar açısından son derece önemlidir. Beklentimiz Filistinli kardeşlerimizin birlik, beraberlik ve dayanışmalarını güçlendirerek bu sürece destek vermeleridir.

Afganistan'ın kalıcı barış ve istikrara kavuşması ortak temennimizdir. Özellikle şu anki zor kış şartlarında Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımların sürdürülmesi öncelik taşıyor. Devam eden siyasi süreçte içimize sinmeyen, kapsayıcılık noktasında eksik bulduğumuz hususlar elbette vardır. Bu konudaki eleştirilerimizi muhataplarına iletiyoruz. Afganistan'ın tekrar kaosa ve çatışmaya sürüklenmemesi için gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Afganistan'daki gelişmelerin göç akını riskini artırdığı malumunuzdur. Halihazırda 3,6 milyonu Suriye'den gelen olmak üzere yaklaşık 5 milyon mülteciye ev sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. Esasen göç ve mülteciler meselesinde asıl yükü sesi çok çıkan batılı ülkelerden ziyade krize sınırı olan bizim gibi ülkeler çekiyor.

Bu sene 10. yılını geride bırakan bu kriz karşısında batı dünyası hep üç maymunu oynadı. Hiç bir adım atmadılar. Aylan bebeğin hepimizin yüreğini dağlayan dramları karşısında yine bir şey yapmayan bunlardır. Hatta DEAŞ'la mücadele kılıfı altında PKK, YPG gibi terör örgütlerini desteklemekten çekinmediler. Ülkemize verdikleri yardım sözlerinin önemli kısmını da yerine getirmediler. Suriye'de bir milyona yakın kişi hayatını kaybetmişse bunda rejim ve terör örgütlerinin saldırıları kadar Batı dünyasının riyakarlığının da payı vardır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de Suriye krizinde görevini yerine getirmeyerek büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Faturayı ise masum Suriyeli kardeşlerimiz ödemiştir."

erdoğan bakara suresi 155. ayet açlık korku sabır islam işbirliği teşkilatı cumhurbaşkanı akp