Ekrem İmamoğlu'ndan Köy Enstitüleri paylaşımı
Geçtiğim sene Köy Enstitülerine atıfta bulunarak 'Kent Enstitüleri' kuran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Köy Enstitülerinin kuruluşunun 81. yılı sebebiyle paylaşımda bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, resmi Twitter hesabından bir video paylaşarak cumhuriyetin ilk dönemlerinde kırsal kesimin kalkınmasını teşvik etmek için kurulan köy enstitülerine dikkat çekti. Paylaşılan videoda, birçok alanda köylüye verilen eğitimin artık olmadığı belirtilirken artık böyle bir okulun olmadığı defalarca tekrarlandı.
“Bu okulda yok yok” başlığı ile paylaşılan videoda sanat faaliyetlerinden dil öğrenmeye, yemek yapmaktan tarımda ziraat teknikleri eğitimi gibi birçok işlevsel ders ile köylünün kalkınmasını sürecine dikkat çekildi.
İmamoğlu’nun paylaştığı videoda şu ifadeler yer aldı:
“Mandolin keman, akordeon, bağlama dersleri ile her öğrenci bir müzik aleti çalmayı mutlaka öğrenecek. Resim, müzik, heykeltıraşlık ve tiyatro eğitimi verilecek. Fransızca dersleri verilecek. Her öğrenci bir yıl içinde yirmi beş klasik eser okuyacak. Tarım saatinde modern ziraat teknikleri eğitimi verilecek. Teknik derslerde yapıcılık, demircilik, marangozluk, el işi ve yemek dersleri verilecek. Tamamen ücretsiz olacak. Böyle bir okul yok! Ama vardı. O okulların adı köy enstitüleri idi.”
Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un önderliğinde açılan Köy Enstitüleri, öğretmen yetiştirilmek üzere 17 Nisan 1940 tarihinde kuruldu.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda okuma yazma oranı neredeyse %5 idi. Türkiye nüfusunun büyük kesiminin köylerde yaşıyordu. Anadolu illerinde okul çok az bulunuyor ve öğretmen yok denecek kadar az sayıdaydı. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü aracılığı ile Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un çabasıyla tarıma elverişli, merkezi yerlere Köy Enstitüleri kuruldu.
21 FARKLI BÖLGEDE KURULMUŞTU
Şartlara uygunluk gösteren 21 farklı bölgede açılan Köy Enstitüleri’nde öğretmen yetiştirilmek üzere birçok alanda eğitimler verildi. Buradan mezun olan öğretmenler, Anadolu’nun diğer illerine giderek ülke kalkınmasını hızlandıracaktı. Öğretmenler köylülere hem örgün eğitim verecek, okuma yazma ve temel bilgileri kazandıracak hem de modern ve ilmi tarım tekniklerini öğretecekti. Öğretmenler gittiği yörelerde bilinmeyen tarım türlerini de köylülere öğretecekti.
Kitaba deftere dayalı öğretim yerine iş için, iş içinde eğitim ilkesi tatbik ediliyordu. Her köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, besi hayvanları, atölyeleri vardı. Derslerin %50'lik bölümü temel örgün eğitim konularını içeriyordu. Geri kalanı ise uygulamalı eğitimdi.
KÖY ENSTİTÜLERİ NEDEN KAPATILDI?
2. Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan kıtlık sorunu ile Türkiye, ABD’den Truman Doktrini ile yardım almaya başladı. Bu yardım doğrultusunda ABD tarafından “Sovyet Eğitimi”ne benzetilerek kapatılması istendi. Zaman içerisinde kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler oldu. Uygulamalı eğitimin önemi ile "iş için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırılarak yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleşti.
1954 yılında ise tamamen kapatıldı.