Ekrem İmamoğlu'ndan Karadeniz turunda Cumhurbaşkanı adaylığı açıklaması

TAKİP ET

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz turu kapsamında geldiği Trabzon'da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin soruya yanıt veren İmamoğlu, "Benim gündemimde yok. Benim gündemimde önümüzdeki seçimlerde değişim var" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz ziyaretinin ikinci gününde memleketi Trabzon'a geldi. Dün Rize ve Artvin'i ziyaret eden İmamoğlu, Trabzon programı öncesinde konakladığı otelde basın mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi ve soruları yanıtladı.

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adaylığı hakkındaki soruya "Cumhurbaşkanı adaylığı meselesi elbette ki benim gündemimde yok. Ama benim gündemimde önümüzdeki seçimde değişim var" diye yanıt verdi.

İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Hem de tarif edemeyeceğim seviyede var. Bu değişime hepimizin ihtiyacı var. Örneğin en başta sorun yaşayan kişi benim. Yani ben burada 150 maddelik İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin engellendiği ya da sıkıntı çektiği, zulüm çektiği problemler diye sıralasam 150 yetmez, bir 150 daha yazarım. Ama bu masanın ilgisini çekmeyebilir.

Türkiye’deki değişime, bu ülkedeki kamu yöneticilerinin ihtiyacı var. Bu ülkenin belediye başkanlarına ihtiyacı var. Samimiyetle söylüyorum, AK Partili belediye başkanlarının da ihtiyacı var. Çünkü sözünü söyleyemeyen,  sesini çıkaramayan, bir konuda beyanda bulunamayan, belediye başkanı AK Partili olsa ne olur olmasa ne olur?

Millet demokrasinin en güçlü kalesi olması gereken yerel demokrasi temsilcilerinin kendilerini temsil eden duyguları dile getirmekle mesul insanlar olduğunu bilir ve öyle  seçer.

Ama Türkiye’de konuşmanın hak ve özgürlüklerin bu kadar kısıtlandığı bir ortamda eminim ki bu değişime onların bile ihtiyacı var. Bu bakımdan ben meseleye süreç olarak bakıyorum ve bu sürecin değişimle taçlanması gerektiğine inanıyorum"

"TRABZONSPOR-FENERBAHÇE GERGİNLİĞİ BİTMELİ"
Trabzonspor ve Fenerbahçe kulüpleri arasındaki gerginlik hiç yakışmıyor. Bir an önce bitmesi lazım. Türkiye’de herhangi bir kulübün de kavgası yakışmaz. Spor kavga alanı değil. Bundan beslenen yöneticiler başkanlar spor yazarları taraftarlar olabilir. Ama bundan hoşlanan milyonlar yoktur. İçim acıyor olmaz böyle bir şey. Bu konuda centilmenliğin, 50 yıllık tatlı rekabetin güzel bir ilişkiye dönüşmesi konusunda en hassas görev hangisiyse ona talibim. Ama seviyesi uygulamaların asla bir tarafı olmam. Centilmenliğin, sporun gerektirdiği dostluk konusunda köprü olurum. İstanbul’un 3 önemli kulübü var. Onların Türkiye’deki en fazla diyalog içinde olması gerektiği dördüncü kulüp Trabzonspor’dur. Bu nedenle bir araya gelinip bunu konuşmaları lazım. Yakışan da budur. Bu konuda en üst seviyede elimden geleni yaparım hem de ortada dururum.
Rize Artvin gezisinde kalabalığın fotoğrafına bakın, yüzde 15’ine yakın çocuk önemli bir bölümü de gençti. O çocuk ve genç sayısı benim en çok haz aldığım kısmı.  Yaşları küçük sözleri çok büyük.

"ŞAMPİYONLUKTA ÇOK DUYGULANDIM"
Ben maç izleyemiyorum vaktim yok ama o akşam ilk kez kızımla maç izledim. Büyük ve küçük oğlum buraya gelmişti. Eşim orada bir fotoğraf çekip yakın akrabalarımızla olan bir yere atmış. Orada muzip bir akrabamız da alıp paylaşmış. Kusura bakmayın da gözümde yaş aksın en son 13 yaşında sokaklara çıkıp sevindim. İlk şampiyonluğu bile hatırlıyorum. 5 yaşında şöyle hatırlıyorum, kereste atölyemiz vardı. Kerestelerin üzerinden düşüp kafamı yardım beni Numune hastanesine götürdüler. Dönüşte sahile indiğimizde trafik tıkandı. Amcam orada niye buraya girdik şampiyonluk kutlamaları var dedi. Ben ağlarken bir anda şampiyon deyince ağlamam kesildi. O akşam çok duygulu bir akşam yaşadık.  Her mutluluk her şampiyonluk bu duyguları yaşatsın. Bir başkasına laf atarak değil. Sevinçlerimizi gözden geçirelim. O anlamda Meydan2daki kutlamaları çok beğendim. Enerjisi çok güzeldi.  Şunu da düşündüm, Trabzon’da yerel yöneticiler neden bir tekno grubu ya da dj grubu getirip Meydan’da bugüne kadar konser yapmadılar oturup düşünsünler. Yüzbinlerce insan geldi. Bunu yapsalardı partiden atarlardı onları niye yaptınız diye. Bir de Ramazan’da yaptılar ömür boyu geri gelemezdiler. Keyifli bir ortamdı herkes çılgınca eğlendik. Dinden imandan mı çıktık çok güzel eğlendik. Böyle anlar bazen tabuları yıkar.  

"MÜLTECİ KONUSU ÇOK AĞIR"
Mülteci konusu bizim için de Türkiye için de çok ağır bir konu. Güncel sorunların bilançosunu çıkarmanız mümkün ama bu konunun yapamıyorsunuz. Çok büyük risk ve problemlere gebe. Dış politikanın kötü yönetilmesi nedeniyle bugün bu sorunla karşı karşıyayız. Sıfır mülteci sorunu olmazdı ama bu şekilde de olmazdı. İlk dönemleri hatırlayın bir popülizm vardı. Neredeyse bütün nüfusunuzla gelin diyenler vardı. Yazık günahtır. Biz vicdanı yüksek bir milletiz ama vicdan yönetilebilir olmalı. Yönetilen dış politika sürecinin ülkemize ağır bedelini ödüyoruz. Mülteci sayısı 5 Milyon civarında. 1 Milyon civarında çocuk dünyaya geldi. Sağlıklı bir dış politika süreci lazım. En ağır düşmanca sözleri ettiğiniz bir ülkenin kalkıp ayağına gidebiliyorsunuz. Böyle bir süreç başka sorunları da beraberinde getirebilir. Sağlıklı bir Suriye ile iletişim, insanların kendi yurtlarında yaşamalarını sağlayacak bir mücadele olmalı. Bunu çok tutarlı bir ülke yönetimi yapabilir. Çok seviyeli “Yurtta sulh cihanda sulh” anlayışıyla bu zararın makul seviyelere inmesi söz konusu olabilir. Bu yıllarca bizi meşgul edecek bir sorundur. Bu iktidarın bunu çözebilecek bir kabiliyeti yoktur.

"GENÇLER KAÇMA HAYALLERİ KURUYOR"
Benim yaklaşımım hiç değişmedi. Bana en ağır lafı edene yarabbi şükür demem. Cevabını veririm karşıdaki anlayamaz onu bilemem. Cevap verme kısmında özenliyimdir. Anlasa canı acıyacak ama anlamıyorsa yapacak bir şey yok. Her gün kavga eden bir babanın olduğu evde huzur olur mu? Benim olduğum ortamda gençlere çocuklara motive veren biri olmam gerekir. Çocuklar gençler şimdi ülkeden kaçma hayalleri kuruyor. 

ekrem imamoğlu trabzon adaylık cumhurbaşkanı ibb istanbul