Devlet Bahçeli'den sığınmacı ve düzensiz göç çıkışı: Demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız

TAKİP ET

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında sığınmacı sorunu ve kaçak girişler hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Bahçeli, "Demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında sığınmacılar ve kaçak girişlerle ilgili ilk kez konuştu.

Bahçeli, "Düzensiz göç adı konmamış bir istiladır, mutlak surette önüne geçilmeli, yakalananlar gönderilmelidir. Demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız, sorun soğukkanlılıkla analiz edilmeli." ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli, asayiş ve toplumsal huzuru bozan Suriyeliler ile bayramda ülkelerine giden Suriyelilerinde ülkelerine gönderilmesi gerektiğini belirtti. Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
Mültecilerin, göçmenlerin ve sığınmacıların trajedileri bir diğer vahim konudur. Ülkelerindeki savaş, açlık, hastalık ve istikrarsızlıktan dolayı yerinden kopup Akdeniz ülkelerinden Avrupa'ya geçmeye çalışan binlerce göçmen medeni dünyanın gözü önünde balıklara yem olmaktadır. Sahillere vuran cansız bedenler, biçare insanlar elbette hepimizin yürek sızıdır.

Bize göre hakikat, dikte ve gösterilmek istenenden farklıdır. Dünyada, bir yerden başka bir yere doğru hareket halinde olan, evinden barkından kopup başka coğrafyalarda gelecek arayan göçmen sayısı 300 milyona yaklaşmıştır. Savaş, çatışmadan kaçan mülteci sayısı 80 milyonu aşmıştır. Beşeriyet çok ciddi bir sorunla yüz yüze kalmıştır. Bu sorun ya eşgüdüm halinde ve külfetin ortak paylaşımı yoluyla çözüme kavuşturulacak, ya da gelecekte önü alınamayan ölümcül gelişmelere meydan açılacaktır. Milli bekamızın tarihsel sürekliliğini canlı tutmak, mazi kayıtlarını gelecek hedefleriyle eklemleştirip kültüren zenginliği korumak başlıca görevimizdir. Bize göre, Türkiye'nin bekası, sınır aşan düzensiz göçlerin akıbetiyle ve kontrol dışı akınıyla yakından ve ters orantılı bağlantılıdır. Bu sorunun el birliği ile istismarına çanak tutmadan, provokasyon ortamını benimsemeden, akılcı, adilane, insani ve vicdani, kalıcı stratejilerle köklü bir şekilde çözmek, milli bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir. Türk milleti zorda kalanlara, darda olanlara uzanacak el, bekleyenlere çare arayanlara, imdat çığlığı atanlara bigane kalmamış, Suriyeli sığınmacılara kapısını sonuna kadar açmıştır. Bu tavır, asil bir tavırdır. Türk milleti mazlumların yanındadır. Türk milleti beklenen, sevilen, özlenen bir beşeri kudretin adıdır. 

Düzensiz göç ve sığınmacı sorununu, soğukkanlı ve sağduyulu şekilde kavramanın daha da ötesinde dün, bugün ve gelecek mizanında stratejik akılla ve milli çıkarlarımıza muvafık halde analiz etmek, tedbir geliştirmek mecburiyetindeyiz. 

Anadolu coğrafyasının en az yüz yıl, hatta 500 yıl sonraki nüfus yapısının nasıl olacağını, bu kapsamda doğabilecek muhtemel risk ve tehditlerin nesnel boyutunu bütün yönleriyle hesaba katmak, muhasebesini yapmak zorundayız. Gecikemeyiz, geride kalamayız, atalete düşemeyiz, ağırdan alamayız. Biz sadece bu döneme değil, geleceğin Türk varlığına, Türk coğrafyasının her karışına köşesine karşı da maddi ve manevi sorumluluklar taşıyoruz. Bizden sonraki nesillere kuşku duyacakları, kendi ülkelerinde garip olacakları, çok bilinmeyenli denklemlerle kilitlenmiş bir vatan coğrafyası asla ve kat'a bırakamayız.  

Allah şahit ve kerimdir, Türklük ne bugün ne gelecekte öz yurdunda garip, parya olmayacaktır. Aksine hizmet eden alçakların oyununu vatan ve millet sevdasındaki yükseliğimizle boacağız.

Biz düzenli göç ve sığınmacı konusundu duygusallıktan arınarak, gerçekçi temele oturtmakla ortak iradeyle Türk milletinin gündeminden kademeli bir şekilde çıkarmakla mesulüz, muktediriz. 

Son günlerde ülkemizde geçici koruma statüsü ile bulunan Suriyeli sığınmacıları bahane ederek toplumsal infialin ateşini tutuşturma arayışında olan görevli provokatörlerin devrede olduğu görülmektedir. En küçük anlaşmazlığın toplumun geneline körüklenerek yayılması hedeflenmektedir. Oyun sinsidir.

Bu karmaşık ve riskli sürecin iç cephesi olduğu kadar dış terbininin de olduğu görülmektedir. Cepheleşmelerin açtığı öfke ve nefret çukurları, feci sonuçlara kapı aralayacak. Kötü niyet sahipleri bir kıvılcımın nereye yayılacağını ya bilerek ya bilmeden siyasi ve toplumsal eylem halinde.

Bağcılar'da bir densizin sokak ortasına sandalye koyarak oturması dahi kor halinde duran gerginliği tırmandırmış, günlerce ülke gündemini meşgul etmiştir. Altındağ'da yaşananların toz bulutu bile dağılmış değlidir. Türkiye'de geçici koruma statüsünde bulunuyorken, asayiş ve toplumsal huzuru kimler bozuyorsa, derhal gözünün yaşına bakılmadan sınır dışı edilmeli. 

 

bahçeli sığınmacı suriyeli mülteci