Bakanlıktan korkutan koronavirüs raporu

TAKİP ET

Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü İçme suyu, atık su ve kanalizasyon şebekesinde ortaya çıkabilecek koronavirüs riskine karşı bir rapor hazırladı. Raporda koronavirüs türlerinin musluk suyunda ve atık sularda uzun süre varlığını koruduğu belirtildi.

Dünya üzerinde etkisini uzun süredir devam ettiren ve henüz net bir tedavi yöntemi uygulanamayan koronavirüsle alâkalı çarpıcı bilgiler gelmeye devam ediyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapora göre koronavirüsün henüz su ve atık su yoluyla insana bulaştığını gösteren bir çalışma olmadığına dikkat çekilmesine karşın koronavirüse ait türlerin parçalanmış hâlde musluk suyunda 10 gün, atık sularda ise 100 gün kalabileceği belirtildi.

HOLLANDA ÖRNEĞİ
Raporda Hollanda örneğine de yer verilerek şu görüşler sıralandı:
"Her ne kadar koronavirüsün atık su yoluyla bulaştığına dair hiçbir kanıt bulunmasa da Hollanda'da yeni yapılan bir çalışmaya göre yedi şehrin kanalizasyon sistemlerinden ve havaalanlarından alınan numunelerin test edilmesi sonucunda ülkedeki iki kanalizasyon sisteminde koronavirüs tespit edilmiştir. Bu sebeple atık su ile temas etme olasılığı bulunan çalışanların kişisel koruyucu ekipmanlar kullanması, ellerinin hijyenine dikkat etmeleri ve yüzlerine dokunmamaları hayati önem arz etmektedir."

SEBZELER İÇİN UYARI
Yurt dışında bazı marullardan alınan örneklerden yüzde 19.6'sında koronavirüs türlerine rastlandığı ancak çilek örneklerinde bu duruma denk gelinmediği belirtilirken, "Özellikle çiğ tüketilen sebzelerde dezenfekte edilmemiş kullanılmış suların kullanılması büyük risklere sebep olacaktır" uyarısı yapıldı.

Toplam 221 atıksu arıtma tesisinden elde edilen suyun, buğday, arpa, ayçiçeği, şeker pancarı, kavun, sebze, meyve, bağ, narenciye, pamuk, zeytin, susam, mısır yetiştirilmesinde kullanıldığı belirtilen raporda, şöyle denildi:

"Ayrıca tesis çıkışlarından alınan numunelerin analiz edilmesi neticesinde dezenfeksiyon ünitesi çalıştırılan dört tesisin çıkış sularının da mikrobiyolojik olarak sulama suyu kalite kriterlerini sağlamadığı tespit edilmiştir. Mevcut atık su arıtma tesislerinin, virüslerin giderilmesi için optimize edilmemiş olduğu düşünülüyorsa ilave bir dezenfeksiyon ünitesinin sisteme dâhil edilmesi yerinde olacaktır" denildi.

Öneriler kısmında ise şu bilgiler paylaşıldı:
 "Mevcut dezenfeksiyon ünitelerinin acilen doğru çalıştırılması sadece koronavirüs değil, diğer hastalıklarla ilgili enfeksiyon risklerini de büyük ölçüde azaltacaktır. Dezenfeksiyon ünitesi olmayan tesislerin de uygun şekilde revize edilmesi gerekmektedir. Kullanılmış suların sulamada doğrudan veya dolaylı kullanılması durumunda mutlaka dezenfekte edilerek kullanılması gerekmektedir."

'53 DEZENFEKSİYON SİSTEMİNİN OLMASI VAHİM'
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, raporu şöyle değerlendirdi:
"Atık, şebeke suyu ve kanalizasyon işletmesi belediyelerin uhdesinde. Rapor bir anlamda topu belediyelere atıyor ancak mali açıdan destek gerektiren faaliyetler. Bakanlığın araştırmasında dezenfeksiyon ünitelerinden başlanarak atık suların doğal ortama daha sağlıklı bir şekilde bırakılması gerektiği vurgulanıyor. Arıtılmış atık suların ulaştığı tarımsal alanlarda çiğ tüketilen sebzelerin de yetişiyor olması koronavirüs dahil olmak üzere ortaya çıkabilecek risklerin değerlendirilmesini gerektiriyor. 603 atık su arıtma tesisinden 53'ünde dezenfeksiyon ünitesi bulunması vahim. Partiler üstü olarak ele alınmalı, ortak çalışmalar yürütülmelidir."

koronavirüs tarım bakanlığı atık sular musluk suları