Akşener, "Salgın sürecini yönetemediniz, Erdoğan'ın kadroları kaçıyor"

TAKİP ET

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. AK Partili belediyenin eğitim için Almanya'ya gönderdiği 45 kişiden 43'ünün geri dönmemesine değinen Akşener, "Öyle korkuyorlar ki artık AK Partili belediye çalışanları bile irtica ediyor. Sayın Erdoğan'ın kadroları, sayın Erdoğan'ın yönettiği ülkeden kaçıyor" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis'teki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Akşener, Türkiye’nin Libya’ya 150 bin doz koronavirüs aşısı gönderecek olmasına tepki göstererek, "Milletimiz aşı beklerken, Libya'ya 150 bin aşı göndermeye utanmıyor musun” diye konuştu.

"ERDOĞAN'IN KADROLARI KAÇIYOR"
Akşener, AK Partili Malatya Yeşilyurt belediyesinin eğitim amaçlı Almanya'ya gönderdiği 45 kişiden 43'ünün geri dönmemesine değinerek, "Öyle korkuyorlar ki artık AK Partili belediye çalışanları bile, Almanya'ya irtica ediyor. Malatya'nın Yeşilyurt Belediyesi'nin AK Partili belediye başkanı 42 kişilik bir grubu Almanya'ya eğitim için yollamış. 2 kişi hariç dönen olmamış. Birkaç belediyede de aynı şey olduğu söyleniyor. Sayın Erdoğan'ın kadroları, sayın Erdoğan'ın yönettiği ülkeden kaçıyor. Zamanında Sovyetler'den kaçan devlet görevlileri gibi. Filmlerini izlerdik hatırlıyor musunuz? Herhalde Türkiye'de de bu kaçışların filmleri daha sonra yapılacaktır. İşte Erdoğan'ın Türkiye'yi düşürdüğü durum. Güler misin ağlar mısın!" ifadelerini kullandı.

Fahrettin Koca'nın artan vakalar nedeniyle "Sorumlusu hepimiziz, 84 milyonuz" demesine çok sert tepki gösteren Akşener, "Suçu milletin üstüne atmaya çalışıyorsunuz. Kurallara uymayanları ayrı tutuyorum ama hayır bu tablonun sorumlusu milletimiz değil salgını yönetemeyen, aşıyı getiremeyen, milletimizi yokluğa mahkum eden sizsiniz" dedi.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Kardeşim sen doktor musun? Sen enfeksiyon uzmanı mısın? Böyle uzmanlık isteyen bir konuda kararı neden bilim insanlarına bırakmıyorsun? Böyle ciddiyetsizlik olmaz. Yazıktır, günahtır. Aylardır acilen üç haftalık tam kapanmaya geçin diyoruz. Esnafımızı çalışanlar4ımızı koruyacak önlemleri alın tam kapanma ile vatandaşlarımızı rahatlatın diyoruz. Bilim bunu söylüyor, işin uzmanları bunu söylüyor sen hâlâ kafana göre takılıyorsun. Ülkeler birer birer Türkiye'ye uçuşlarını durduruyor. Türkiye'nin en önemli gelir kaynağı olan turizm sezonu yaklaşırken milyonlarca çalışanın ekmeğiyle oynadın, mutlu musun? Milletimiz aşı beklerken Libya'ya 150 bin aşı gönderip caka satmaktan utanmıyor musun? Hadi bizi duymazlıktan  geliyorsun TTB çıktı üçüncü ve en yüksek zirvedeyiz dedi. Onu da mı duymadınız? İstanbul, Ankara Tabipler Odasını da mı duymadınız. Adana bir yılın sonunda başa döndük dedi, onu da mı duymadınız? Giresun vakalar pik yaptı görmüyorlar mı diye sordu, Samsun tükenme noktasındayız dedi, onları da mı duymadınız? Umurunuzda bile olmadı.

Milletimiz canıyla uğraşırken siz başka planların peşindesiniz. Şimdi de çıkıp utanmadan salgının bu noktaya ulaşmasından 84 milyon hepimiz sorumluyuz diyerek suçu milletin üstüne atmaya çalışıyorsunuz. Kurallara uymayanları ayrı tutuyorum ama hayır bu tablonun sorumlusu milletimiz değil salgını yönetemeyen, aşıyı getiremeyen, milletimizi yokluğa mahkum eden sizsiniz. Suçu milletimizin üzerine yıkıp kaçamazsın sayın Erdoğan. Öyle zora girince kaçıp saklanmak yok. Arşa çıkan vaka sayılarının sorumluluğunu, gelmeyen aşıların sorumluluğunu, o lebalep kongrelerin sorumluluğunu alacaksın. Bu basiretsizliğin, bu umursamazlığın bu beceriksizliğin hesabını ilk seçimde milletimize vereceksin.

Yetti arkadaş ayıptır günahtır. Bırakın da millet biraz nefes alsın. Bir kere de milletimizin yüzünü nasıl güldürürüz onu konuşalım. Nasıl öldüğümüzü değil nasıl ölmeyeceğiz onu konuşalım. Ama maalesef konuşamazlar, çünkü korkuyorlar, o saray sefalarını kaybetmekten, altlarındaki arabaları kaybetmekten, beş farklı yerden aldıkları maaşlar kesilir diye korkuyorlar.  Öyle korkuyorlar ki artık  AK Partili belediye çalışanları bile bize duyduğu derin kıskançlıkla tanıdığımız Almanya'ya iltica ediyor. Malatya Yeşilyurt Belediyesi'nin AKP'li başkanının 42 kişilik grubu Almanya'ya eğitim için yollamış. 2 kişi hariç 40 kişi giden o gidiş. Birkaç belediyede daha aynı şey olduğu söyleniyor. Sayın Erdoğan'ın yönettiği Türkiye'den ardına bakmadan kaçıyor. Zamanında Sovyetler'den kaçan devlet görevlileri gibi. Filmlerini izlerdik hatırlıyor musunuz? Herhalde Türkiye'de de bu kaçışların filmleri daha sonra yapılacaktır. İşte Erdoğan'ın Türkiye'yi düşürdüğü durum. Güler misin ağlar mısın!”

Sayın Erdoğan ve damadının el birliğiyle zora soktukları Türkiye ekonomi pandemiyle birlikte çok daha ağır zorluklarla karşı karşıya. Merkez Bankası rezervlerini buharlaştıran beceriksizlik şimdi nereden para bulabilirim diye çırpınıyor. Bu zor şartlarda ekonomimize nefes aldırabilecek alanlardan biri de turizm sektörü. Turizm tek başına dış ticaret açığımızı kapatacak potansiyele sahip. Turizm Türkiye’nin birinci derecede stratejik öneme sahip sektörlerinden biri. Bunun anlamı şudur; devletin kaynaklarından öncelikli olarak yararlandırılması gerekir.  Yani kamu bankaları ucuz kredi verecekse turizm ihmal edilmemelidir. Aşılama yapılacaksa turizm ihmal edilmemelidir. Teşvik verilecekse turizm ihmal edilmemelidir. Bugün turizm başlıklı benim hatırladığım üçüncü grup konuşmamdır. Turizmin ekonomi için ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyorlar ama sektörün içinde bulunduğu sıkıntıları nedense hatırlamıyorlar. Yok  konaklama vergisi yok tanıtım ajansı katkı payı gibi ek ödemeler çıkarıyorlar. Yetmiyor şimdi de  meclis turizm komisyonundan tanıtım ajansı beyannamesi vermeyi unutma cezası çıkarıyorlar. Hani olur da turizmci beyanname vermeyi unutursa 13 bin 500 lira ceza ödeyecek. Turizmci destek bekliyor, iktidar turizmcinin olmayan parasına göz dikmiş.



 

akşener iyi parti erdoğan ak parti salgın koronavirüs meclis vaka almanya kadro