AKP ve MHP arasında Ordu krizi!
Cumhur İttifakı'nın iki üyesi MHP ve AKP Ordu'da karşı karşıya geldi. AKP Ordu Milletvekili Ergün Taşçı, seçilmişlerin rol kapmaya çalışarak Ordu'ya kötülük ettiklerini ifade etti.
Cumhur İttifakı'nın üyesi AKP’nin Ordu Milletvekili Ergün Taşçı Ünye’den yayın yapan Oney Flaş FM radyosunda Haftanın Yorumu programında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
AKP'li Ergün Taşçı, Ordu’daki seçilmişlerin küçük düşünmeleri sonucu iş görüp hizmet yapmakta sıkıntılar yaşandığını ifade ederek; “Bu yüzden ilimiz kan kaybediyor” dedi.
"KAPALI KAPILAR ARKASI BOŞ KALMADI"
AKP'li Taşçı, Ordu siyasetinde rol kapma yarışının hakim olduğunu vurgulayarak, “Kim rol kapma anlayışıyla hareket ediyor, rol kapmaya çalışıyorsa Ordu’ya kötülük ediyor. Soruyorum; Ünye’de sivil toplum kuruluşları ile biz ne zaman, hangi konuyu tartıştık? Biz Altınordu’da Büyükşehirle beraber, Valiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla kaç sefer bir araya geldik? Gelmedik. Ama kapalı kapılar arkası hiç boş kalmadı.” ifadelerini kullandı.
5 yıldır meclis'te yer aldığını belirten Taşçı, bu süreçte çok konuşan bir vekil olmadığını ancak bundan sonra konuşacağını belirterek, "Ordu bugün, burada mı olmalıydı? Asla burada olmamalıydı. İşte bu yüzden konuşacağım” dedi.
Yaşanan gelişmelerle ilgili AKP'li yetkililer konuşmazken,MHP Fatsa İlçe Başkanı Murat Kaçak sosyal medya hesabından çok sert açıklamada bulundu.
"GÖLGE ETME BAŞKA BİR ŞEY İSTEMEYİZ"
Kaçak, yaptığı açıklamada “Artık konuşacakmış, Neyi? Nasıl? Neden? Konuşacaksın? Kendi siyasi partine mensup insanları nasıl ve hangi ayak oyunları ile kapının arkasında bıraktım dediğini mi” diye sordu.
Kaçak, sosyal medyada yaptığı açıklamaya şöyle devam etti:
“Bundan sonra Ordu-Fatsa benden sorulur, benim haberim olmadan yaprak bile kımıldayamaz dediğini mi? konuşacaksın, ne anlatacaksın? Neyi anlatacaksın? Fatsa'mız için yapılması gerekenlere nasıl engel olduğunu mu anlatacaksın. Tamam, hadi bekliyoruz ne kadar samimisin görelim, anlat bakalım... Bak kardeşim; bizim Fatsalılık hukukumuz taaa Atatürk ilkokulunda birinci sınıfta beraber okuduğumuz, kardeşlik yaptığımız, anamızın çantamıza koyduğu zeytin ekmeği paylaştığımız, hatta oturduğumuz sıranın örtüsünü bu hafta benim anam yıkayacak diye yarıştığımız günlere dayanıyor. Yani demem o ki, gölge etme başka ihsan istemeyiz.”