5 yıl içinde dünyanın konuşacağı bir Türk ressam; Orhan Çelik

TAKİP ET

Söyleşi konuğumuz ressam/yazar Orhan Çelik. Çelik, sadece ressam ve yazar değil aynı zamanda çok önemli bir televizyon projesi olan ve 30 bölüm yayınlanan Çağdaş Türk Ressamları isimli sanat programının yapımcısı. Genç sayılabilecek bir yaşta çok önemli eserlere imza atan Çelik, alanındaki otoriteler tarafından geleceğin ressamı olarak anlatılıyor. Orhan Çelik, Aykırı'nın sorularına içtenlikle yanıt verdi.

Röportaj: Mehmet Bakarer / mehmetbakarer@gmail.com

Orhan Çelik figüratif soyutlama türünde resimler yapıyor. Eleştirmenler sanatçının resimleri için pozitif metinler yazıyor. Hatta okuduğum yorumlarda Orhan Çelik’in beş yıl içerisinde bizi dünyada temsil edecek birkaç ressamdan biri olacağı yazıyor.

Kendisi, ağlayan figürlü resimlerine Organik Eylem ismini veriyor, ancak o seriye devam etmiyor. Ağlamayan figürlü resimlerine ise Şapka Devrimi ismini veriyor. Renk çok seviyor her ressam gibi.

‘’Şapka Devrimi’’ isimli sergisi 16 Nisan Cuma günü Beyoğlu Gama Gallery’de izleyiciyle buluştu.


Buyurun, Orhan Çelik sizlerle…

"ÇIKIŞ NOKTAM ATATÜRK’ÜN ŞAPKA DEVRİMİ’’

Gama Gallery’de Şapka Devrimi adı verdiğiniz resim serisini ilk kez izleyiciye sunacaksınız… Hayırlı olsun. Biraz serginizden bahsedebilir misiniz?
Öncelikle size ve Aykırı Haber’e teşekkür ederim bu röportaj için. Sergide toplam 29 işim sergileniyor. 26 tanesi tuval üzerine akrilik ve yağlıboya ile yaptığım resimler, bir tanesi fotoğraf 5 edisyonlu, iki tanesi de kağıt üzerine mürekkepli kalem ile çalıştığım desen. 16 Nisan günü açılacak, 15 Mayıs’a kadar devam ediyor.

Şapka Devrimi seriniz nasıl ortaya çıktı?
Benim ağlayan figürlü resimlerimin ismi Organik Eylem. O resimlerde şapkalı figürler vardı. Ancak bu serideki figürlerde gözyaşı yok, ağlamıyorlar. Yaklaşık 1,5- 2 yıldır bu seri üzerine çalışıyorum. Çıkış noktam Atatürk’ün şapka devrimi.  Bir de ben şapka aksesuarını estetik buluyorum. Tarihi bir olguyu plastik sanatların resim alanına figür olarak indirgiyorum.

‘’HERKESİN FİKİRLERİ KAOTİKLİK YARATIYOR.’’

-Atatürk’ten bahsetmişken bugünün Türkiye’sini nasıl buluyorsunuz?
Bir şey bulamıyorum açıkçası. Kaotik. Herkesin bir fikri var. Bu fikirler karmaşası kaotiklik yaratıyor. Bürokraside bu olmaz. Olmamalıdır. Her şeyin bir yolu yordamı vardır.

Dünyadan beğendiniz ressamlar var mı?
David Hockney, Keith Haring severim. Pollock ve Mark Rothko severim. Birçok isim var aslında. Aklıma şuan bu isimler geliyor.

"RESİM SEVİLMEK İSTER, RUHA BİR ŞEY KATMAK İSTER, YANİ İZLEYİCİDE BİR DUYGU YARATMALIDIR.’’

Soyut resim çalışmayı düşünür müsünüz ilerleyen zamanlarda?

Olabilir. Hiç belli olmaz. Zaten benim resmimde figürü resimden atın ortaya soyut resim çıkıyor. Ama direkt olarak soyut resim çalışır mıyım, iyi bir şey yakalarsam evet çalışabilirim.
Eserlerinizi kimin aldığına önem veriyor musunuz? Anlamadan alanlara kızıyor musunuz?
Açıkçası çok karışık bir durum. Hiç ummadığım bir kişi sanatım hakkında güzel bir yorum patlatıyor. Çünkü resmimle bir diyalog kurmuş. Ancak kapsamlı bir koleksiyonu olan biri yorum yapmaya da biliyor, sadece satın alıyor. Bence anlamayan zaten resim almaz. Yatırım olarak düşünse bile almaz. Çünkü resim sevilmek ister, ruha bir şey katmak ister, yani izleyicide bir duygu yaratmalıdır.

"BEN İŞİN DAHA ÇOK RESİMSEL DİLİNE BAKIYORUM’’

Sizi etkileyebilecek sanat eserleri ya da sanatçıları merak ediyoruz. Nasıl eserlerden haz duyarsınız?
Ben işin daha çok resimsel diline bakıyorum. Anlamı ve kavramı ikinci plandadır benim için. Bir şeyi birebir resmetmiş ressamların çalışmaları bana hitap etmiyor. Renk seviyorum mesela. Fovlara bayılıyorum.

-Peki, Rönesans ressamları?
Teknik olarak çok iyi. Gerçekten yapmışlar. Uğraşmışlar.  Ama konu olarak etkilemiyor, çünkü o kültür ile yetişmedim. Bende bir duygu oluşturmuyor.

-Ressamlar başka ressamların resimlerinden etkilenebilir mi?
Tabii ki. Neticede siz doğmadan evvel resim ve ressam vardı dünyada. Siz görüp etkilenmişsinizdir. Ve kendi açınızla yorumlamışsınızdır. Bu çok normaldir. Etkilenmek kopya resim yapmak değildir. Ressamlar birbirinden etkilenir. Nasıl yazarlar birbirini okuyup kreatif metin çıkarıyorsa.  

-Resim yapma serüveniniz nasıl başladı?
12-13 yaşımdaydım. Tanıdığım birinin resim koleksiyonunu görmüştüm. Bedri Rahmi ve Hikmet Onat vardı duvarda. Bir de katalogları inceliyordum. O zaman karar vermiştim. Daha sonra resim eğitimi almaya başladım.

‘’SANAT DENEN OLGU DENEME YANILMA OLAYIDIR!’’
-Resimlerinizde renkleri nasıl belirliyorsunuz?

Ben önce fon rengini seçiyorum. Daha sonra figürlerin renklerine karar veriyorum. Bu kimi zaman çok renkli, kimi zaman iki üç renk kullandığım oluyor. Yani ruh halimle alakalı. Ya da resim bir zaman sonra beni yönlendiriyor, yani beni renge çok boğma diyebiliyor. O zaman da daha az renk kullanıyorum.



-Sizce iyi bir ressam olabilmenin olmazsa olmaz kuralları var mıdır?
Sanat tarihini vakıf olmak. Okumak. İzlemek. Teknik bilmek. İstikrarlı bir şekilde üretebilmek. Sanat denen olgu zaten deneme yanılma olayıdır. Bunu da istikrarlı şekilde üretirseniz iyiye doğru evrilirsiniz.

-Aynı zamanda heykel de çalışıyorsunuz. Heykel pratiğinizden bahsedebilir misiniz?
O kadar az ki sayısı. Resimdeki gözyaşlı figürü heykele indirgemeye çalıştım. Kilden yaptığım heykeller. Kil iyice kuruyunca akrilik boya ile renklendiriyorum. Zaman zaman çalışıyorum. Kil ile oynamak hoşuma gidiyor. Epey zamandır heykel çalışmıyorum açıkçası.

"RESSAM AFORİZMALARI KİTABIMLA İNSANLARIN KAFALARINDAKİ TEKDÜZE RESSAM İMAJINI KIRMAYI HEDEFLİYORUM.’’

-Organik Eylem isimli öykü kitabınız var. Minimal öyküler yazıyor musunuz halen?
Minimal öykü de resimlerim gibi önemli. Hayatımdan çıkarmam imkansız. Ancak şu sıra projem listemde ikinci öykü kitabım yok. Biraz erken ikinci kitap için. Öyküler birikti aslında. Ama öykü kitabımdan önce Ressam aforizmaları kitabım çıkacak.

-Ressam aforizmaları nasıl bir kitap projesi?
İçerisinde ressam sıfatı üzerine yazılmış 255 adet aforizma var. Hatta ressam sıfatı üzerine yazılmış ilk kitap. 2018 yılında başlamıştım yazmaya, bu sene bitti. İnsanların kafalarındaki tekdüze ressam imajını kırmayı hedefliyorum.


-İstanbul’da yaşıyorsunuz, günlük hayatınız nasıl?
Günlük rutinim eğer televizyon programımın çekimi yoksa evde kitap okuyarak, yazı yazarak, notlarımı kontrol ederek, TV’de birkaç programa bakarak, uzun uzun arkadaşlarımla telefonda konuşarak ve de resim yaparak geçiyor. (Gülümsüyor)  İhtiyaç olmaması halinde zaten dışarıya çıkmıyorum. Zekeriyaköy’e gidiyorum arkadaşlarımla buluşmak için. He bir de bol bol hayal kuruyorum.

-Karantinada sıkılmamışsınızdır o halde…
Kesinlikle. Zaten hep evden çalışıyordum.

-Yeni televizyon programınız yayınlanacak. Ondan bahsedebilir misiniz?
Evet, daha yayın tarihi belli değil. İsmi Portre. Çağdaş Türk Ressamları isimli programımda her hafta sadece ressamlarla program yapıyordum, ancak Portre isimli programımda içerisinde oyuncuda var, yazar da var. Yani her disiplinden insan var olacak.
-Serginiz ve programınız için sizi tebrik ederim, nice güzel sergiler olması dileğiyle.
Ben teşekkür ediyorum. Aykırı okurlarını sergime bekliyorum.

Orhan Çelik kimdir?
Orhan Çelik, 1992 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Ressam ve yazar. 14 yaşında resim eğitimi almaya, 15 yaşından itibaren sergilere katılmaya; 16 yaşından itibaren yazıları, röportajları gazete ve dergilerde yayımlanmaya başladı. Beykent Üniversitesi- Radyo ve Televizyon bölümünden mezun olup stajını TRT İstanbul’da tamamladı. Eğitim için New York’a gitti. Beykent TV’de yayımlanan Çağdaş Türk Ressamları isimli programın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendi.

İlk öykü kitabı Organik Eylem resimleriyle beraber 2019 yılında Kutlu Yayınevi tarafından yayımlandı.


 

orhan çelik ressam orhan çelik