KAZAKİSTAN İÇ SAVAŞIN EŞİĞİNDE Mİ?
Kazakistan'da petrol ürünlerine aşırı düzeyde yapılan zamlar üzerine başlayan protesto gösterileri şiddete dönüşünce, genişleyince ve kan dökülmesine tırmanınca olaylar bir iç savaş görünümüne bürünmüştür.
Kazakistan, 2. Dünya Savaşı'nda Almanlara karşı ilk zafer kazanan Türk asıllı Kazak Albay Alay Komutanı Memiş Uli'nin ülkesidir. Bu albayın savaş hatıralarını Rus yazar Aleksandr Bek'in yazdığı iki cilt olan "Moskova Önlerinde" adlı kitap da okuyabilirsiniz.
Yine Türklerin ilk vatanının sembol dağlarından biri olan Tanrı Dağları'nın bulunduğu coğrafyadadır Kazakistan. Sovyetler Birliği'nin kurduğu 7 bin kilometre menzili olan kıtalararası füzelerin fırlatılabildiği ve Rusya'ya 2050 yılına kadar kiralanmış Baykonur Uzay Üssü'nün bulunduğu stratejik konumdaki bir devlettir. Ayrıca jeopolitik uzmanı Nicholas Spykman'ın Kenar Kuşak Teorisi'ne göre dünyanın kontrolünün sağlanmasında "Dünyanın Kalpgahı" olarak tanımlanan bölgede yer almaktadır.
Dolayısıyla bu faktörler açısından Kazakistan, jeostratejik ve jeopolitik açıdan çok kritik ve hassas bir ülke konumundadır. Bu bakımdan; küresel güç ABD, potansiyel küresel güç Çin ve kıtasal güç Rusya'nın ilgi ve etki alanında bulunan bir devlettir.
Bu özelliklere sahip Kazakistan ve benzeri devletlerin öncelikle iç cepheyi karıştırmayacak yönetimlere sahip olması, dengeli dış ve iç politikalar izlemesi gerekir kanaatindeyim.
Bu konuda, Anayasasında demokratik, laik ve üniter bir devlet olduğu yazılı Kazakistan Cumhuriyeti, demokrasiyi benimsemiş ama yerleştirmede başarı sağlayamamıştır. Bu nedenle iç ve dış provokasyonlara açık olduğundan yaşanan benzer karışıklıkların meydana gelmesi sürpriz değildir. Dolayısıyla Kazakistan'ın bu tür olayları önleyici ve karşılayıcı önlemleri kendi imkanları ile hızlı şekilde alabilecek hazırlıkları yapması gerekirken hazırlıksız olduğundan çareyi Rusya'nın olaylara müdahalesini istemekte arayarak tarihi ve stratejik bir hata yapmıştır.
Kazakistan'ın talebini fırsat bilen Rusya, hemen Kazakistan'a havadan ve karadan askeri birlikler göndermeye başlamıştır.
Kazakistan, Sovyetler'in dağılması üzerine 1991'de bağımsızlığını ilan etmiştir. Nüfusu 19 milyon, nüfusun yüzde 70'ini Türklerin, yüzde 20'sini Rusların ve kalanının diğerlerinin oluşturduğu demografik bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla Kazakistan Cumhuriyeti, Türklerin çoğunluğu teşkil ettiği bir Türk Devletidir.
Kazakistan'ın özelliğini taşıyan 5 Türk Devleti daha vardır. İhvan yerine Türk Devletleri ile işbirliği yaparak "BİR MİLLET YEDİ DEVLET" politikasını gerçekleştirseydik, bölgesel güç olurduk. Ayrıca daha zengin ve huzurlu bir organizasyon ve mekanizma meydana gelirdi. Ancak biz Allah'ın verdiği bu avantajdan yanlış dış politikalarımız yüzünden faydalanamadık, heba ettik. Bunun acısını çekiyoruz ve artarak çekeceğimizi değerlendiriyorum.
Komşumuz Irak'taki Türkmenlerin radikal dinci terörist örgüt DAEŞ'in zulmüne uğramasına, kadın ve kızlarının teröristlerin cariye olmasına seyirci kalanlardan fazla bir şey beklemek aşırı hayalcilik olur kanaatindeyim.
Kazakistan'daki kalkışmaya müdahale için Kolektif Güvenlik Örgütü'ne üye ülkelerden Kazakistan'ın çağrısı üzerine askeri birlikler sevk edildi. Bu örgüte; Ermenistan, Belarus, Kırgızistan, ve Tacikistan üyedirler. Rusya tahminen tümen çapında asker desteği sağlarken diğer üye ülkelerin anlaşmaya bağlı olduklarını göstermek için sembolik ölçekte asker gönderdikleri bilinmektedir. Rus birliklerinin olaylara müdahalesi ile dengenin değiştiği ve göstericilerin kontrol altına alımaya başladığı haberleri gelmektedir ve 10 güne kadar asayiş ve emniyetin Kazakistan Güvenlik Güçlerince sağlanacagını beklenmektedir.
Kazakistan; Bağımsız Devletler Topluluğu, Şangay İşbirliği Örgütü, Türk Devletler Teşkilatı ve Kolektif Güvenlik Örgütü'ne üye olan bir devlettir.
Türk Dünyası Teşkilatı, 2009'da Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Kazakistan arasında kurulan bir organizasyondur.
7 Türk Devletinden sadece 4'ü üyedir. Burada 3 Türk Devleti teşkilata üye olmamıştır. Türk Devletlerinin tamamını bir araya getirmek ve güçlendirmek görev ve sorumluluğu bize düşerdi. Ama bu görevi tam anlamıyla başaramadık. Türk Dünyası Teşkilatı bir bildiri ile göstericileri kınamıştır yani haksız bulmuştur. Teşkilatın yapısında askeri destek bulunmamaktadır. Ayrıca, Teşkilata 7 Türk Devletinin katılmasını sağlayarak "Bir Millet 7 Devlet" politikasını biraz daha ileriye taşıyabiliriz.
Sonuç olarak Kazakistan'daki ayaklanma girişiminin Rusya'nın işine yaradığını, Suriye'ye yerleşmesi, Kırımı ilhakı ve ABD'nin Afganistan'dan çekilmesini dikkate aldığımızda Rusya'nın "Dünyanın Kalpgahı" olan Asya'nın merkezini kontrolü altına aldığını ve en karlı çıkan ülke olduğunu söyleyebiliriz.
BİR ANEKTOD
Görevde iken 1998'de Kazakistan ve Özbekistan’ı kapsayan bölgede Barış İçin Ortaklık (BİO)Tatbikatı
Tatbikatın Senaryosu şöyleydi; Teröristler, Kazakistan'da bir havaalanını baskınla ele geçiriyorlar. Bunun üzerine Kazakistan Hükümeti yardım istiyor. Yardımı kabul eden devletler askeri birliklerini ülkelerinden havadan ve doğrudan Kazakistan'a ulaştırıp planlanan hedef bölgelerine paraşütle atlıyorlardı. Burada hiç kazasız tam isabetle hedefe paraşüt ile atlayan birlik bizimdi. Diğer birliklerde yanlış yerlere indirmeler, paraşütçülerden ayağını incinenler veya kırılmalar olmuştu. Bunlar ambulanslarla tahliye ediliyordu.
Kazakistan'ın havaalanı teröristlerden temizlenince bir kısım terörist Özbekistan'a geçmişti. Harekat Özbekistan'da da sürmüştü.
Tatbikatta ABD heyetinin başında Savunma Bakan Yardımcısı bulunuyordu. Atlantik Kuvvetler Komutanı da geldi ve benimle özel görüştü. ABD heyet başkanı çok ilgi ve gayret gösteriyordu ve devamlı benimle konuşmak istiyordu. Bir ara bana "Siz Kazaklarla Türkçe anlaşabiliyor musunuz?" diye sordu. Bende "Elbette aynı soydan geliyoruz, 2-3 ay sonra daha rahat konuşuruz" şeklinde cevapladım. Kazak Savunma Bakanı, ABD heyetine yakınlık göstermiş olacak ki "Aynı soydan geliyoruz, bir hata ve eksiklik yaparsak kusura bakmayınız, ev sahibi sayılırsınız" diyerek bize karşı ilgisini göstermiştir.
Bende ABD heyet başkanına "Buralar sizin jeopolitik uzmanlar tarafından 'Dünyanın Kalpgahı' olarak tanımlanmıştır. Sizde çok ilgi gösteriyorsunuz. Buralara gelebilirsiniz ama biz olmadan buralarda kalamazsınız" dedim. ABD Savunma Bakan Yardımcısı teşekkür etti ve "Bu düşüncenizi Pentagon'a götüreceğim" demişti.
Bizimle beraber hareket etmeyen, PYD'yi açıkça destekleyen ABD bölgede tutunamadı, Afganistan’dan bile çekilmek zorunda kaldı. Bu da Rusya'nın işine yaradı. Bölge istikrarsızlık ve boşluklar meydana geldi ve terörist faaliyetler tırmanmaya başladı. Bundan’da en çok zararı Türk Devletleri gördü.
"Bir Millet Yedi Devlet" politikasını hayata geçirmek için çabalarımız artırarak sürdürmemiz, Türk Devletleri açısında faydalı ve gerekli mütalaa edilmektedir.